Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu, İşgücü Piyasa
Bülteni'ni yayımladı.
TİSK'in Nisan dönemi İşgücü Piyasa Bülteni'nde şu
değerlendirmelere yer verildi:
"Türkiye İstatistik Kurumu?nun (TÜİK) Nisan 2012 Hanehalkı İşgücü
İstatistikleri, 16 Temmuz 2012 tarihli Haber Bülteni ile
açıklanmıştır. Bu çalışmanın ilk bölümünde söz konusu veriler
kapsamında işgücü piyasasında son bir yıllık dönemde ön plana çıkan
gelişmeler, ana başlıklar halinde özetlenecektir. İkinci bölümde,
işgücü piyasasında Nisan 2012 sonrası dönemdeki güncel gelişmelerin
görülebilmesi amacıyla Türkiye İş Kurumu?nun (İŞKUR) açıkladığı
işsizlik ödeneğine başvuranların sayısındaki gelişmeler ile reel
kesimin ve tüketicilerin anketlerden elde edilen istihdama yönelik
beklentilerinden yararlanılacaktır. Üçüncü bölümde ise Genel
Değerlendirme yapılmıştır.
I. SON BİR YILDA İŞGÜCÜ PİYASASINDAKİ GELİŞMELER
a. İŞGÜCÜ KOMPOZİSYONU:
"İşgücü artışı yavaşladı."
Son bir yılda Türkiye?de 15 yaş ve üzerindeki nüfus 1 milyon 178
bin kişi artmış bunun 714 bini işgücü piyasasının dışında kalanlara
eklenmiştir. Dolayısıyla işgücü artışı 463 bin kişi olmuştur (Grafik
1). 2011 yılının ilk 11 ayında aylık ortalama 1 milyon 64 bin kişi
olan (ve Nisan?dan itibaren 1 milyonun altına inmeyen) yıllık işgücü
artışı Aralık 2011?de 661 bine, Nisan 2012?de 463 bine gerilemiş,
yarıdan fazla azalmıştır.
Önceki yılların aksine, kıştan ilkbahara geçişte bu yıl düşüş
trendi görülmesi alışılmadık ve takip edilmesi gereken bir olgudur.
İşgücü içinde istihdam edilenler 675 bin kişi artarken, işsiz
sayısı 212 bin kişi azalmıştır.
b. İŞGÜCÜNE KATILMA ORANI:
"İşgücüne katılma oranı toplamda geriledi. Kadınların işgücüne
katılma oranındaki artış devam ederken, erkekler ve gençler açısından
azalış ortaya çıktı.
307 bin kadın yeniden ev işlerine döndü."
İşgücüne katılma oranı, Nisan 2012 döneminde bir önceki yılın aynı
dönemine göre 0,3 puan gerileyerek %49,6?ya inmiştir. Oran, kadınlarda
0,3 puanlık artış kaydederken, erkeklerde 1 puan, gençlerde ise 1,3
puanlık azalış gerçekleşmiştir.
Öte yandan, işgücüne katılma oranı Kriz öncesini temsil eden Nisan
2007 dönemine göre toplamda 3,3 puan, kadınlarda 5,3 puan artmıştır.
Bir yıl önce işgücü piyasasında bulunmayan 75 bin "iş bulma ümidi
olmayan veya iş aramayan ancak bulduğu takdirde çalışmaya hazır olan"
kişi ve 6 bin "mevsimlik çalışan" çalışma talebiyle iş aramaya
başlamıştır. Buna karşılık, 307 bin "ev kadını", 307 bin "emekli", 270
bin "öğrenci" ve 96 bin "çalışamaz halde" olan kişi işgücü piyasasının
dışına çıkmıştır.
TÜİK?in içeriğini açıklamadığı "Diğer" kategorisindeki 185 bin
kişilik önemli azalış da işgücündeki artışa katkı sağlamıştır.
c. İSTİHDAM:
"İstihdam artışı yavaşladı. Hizmetler sektöründe kamu
çalışanlarının artışı, toplam istihdamı belirleyen en önemli faktör
oldu. İstihdam sanayi sektöründe daralırken, sanayinin toplam
istihdamdaki payı da azaldı. Genç istihdamı geriledi. Kayıtdışı
istihdam küçüldü. Yarım milyon üniversite mezunu iş buldu. Üniversite
mezunlarının toplam istihdam artışındaki payının bir yıl içinde
%20,5?ten %74,2?ye çıkması, açıklanmaya muhtaç."
Toplam istihdam Nisan 2012 döneminde bir önceki yıla göre %2,8
artarak Kriz öncesini temsil eden Nisan 2007 düzeyinin %18,8 üzerine
çıkmıştır. 2011 yılında %6-7 aralığında seyreden yıllık istihdam
artışı Aralık 2011?den itibaren yavaşlamış ve Mart-Nisan 2012?de
%2?ler düzeyine gerilmiştir.
Son bir yılda istihdam 675 bin kişi artmış söz konusu artışta
erkekler kadınlara kentsel kesim kırsal kesime kıyasla daha
belirleyici olmuştur. Kentsel kesimde istihdam 662 bin kişi kırsal
kesimde ise 13 bin kişi artmıştır. Ancak, kadın istihdamındaki artış
hızı %4,5 ile erkeklerinkinin (%2,1) iki katıdır.
Nisan 2012 döneminde genç istihdamında 57 bin kişilik azalış
gerçekleşmiş ve gençlerin istihdam oranı Nisan 2011?de %31,3 iken,
Nisan 2012?de %30,6?ya gerilemiştir. Aynı dönemde gençlerin işgücüne
katılma oranı da 1,3 puan gerilemiştir.
Tarım-dışı istihdam artışı da yavaşlamış, Nisan 2011?de 1 milyon
43 bin kişi olan artış, Nisan 2012 döneminde 694 bin kişi düzeyine ve
artış hızı %6,2?den %3,9?a inmiştir.
Kadınların işgücüne katılma oranındaki 0,3 puanlık yükselme, kadın
istihdamındaki 316 bin kişilik artıştan kaynaklanmaktadır. Kadın
istihdamındaki söz konusu artışın neredeyse tamamı hizmetler
sektöründe yaratılmış, inşaat hariç diğer tüm sektörlerde kadın
istihdamı daralmıştır. Kadın istihdamının sanayide 23 bin kişi
azalması ise özellikle dikkat çekicidir (Tablo 3).
Hizmetler sektörünün alt sektörleri incelendiğinde, kadın
istihdamının sırasıyla, 146 bin kişi ile "idari ve destek hizmet
faaliyetleri", 104 bin kişi ile "insan sağlığı ve sosyal hizmet
faaliyetleri", 73 bin kişi ile "eğitim", 67 bin kişi ile "toptan ve
perakende ticaret" ve 58 bin kişi ile "konaklama ve yiyecek
hizmetleri"nde en fazla arttığı "diğer hizmet faaliyetleri" ile
"ulaştırma ve depolama alt sektörlerinde daraldığı görülmektedir.
İstihdam edilen erkek sayısı 360 bin kişi artmıştır. Bu artışın
%79,4?ü hizmetler sektöründe, %21,1?i tarımda, %3,6?sı ise inşaatta
yaratılmıştır. Sanayi sektöründe erkek istihdamı %3,9 oranında
daralmıştır (Tablo 3).
Hizmetler sektörü kadınlar ve erkekler açısından istihdam yaratan
en önemli sektör olmuştur. Hizmetler sektörünün 713 bin kişilik
istihdam artışı ile ilk sırada gelerek toplam istihdam artışının
neredeyse tamamını yarattığı görülmektedir. İstihdam artışında inşaat
sektörü 20 bin kişi ve %2,3 ile ikinci sırada katkı yapmıştır.
Sanayi sektöründeki istihdam daralmıştır. Sanayi sektöründe
istihdam daralması 36 bin kişi ve %5,3 olmuştur. Nisan 2011?de sanayi
sektörü toplam istihdam artışına 447 bin kişi ile %30,7 katkı
sağlamıştı.
Sanayi sektörü genelinde istihdam gerilemekle birlikte imalat
sanayii istihdamı 7 bin kişi artmıştır. Nitelik gerektiren imalat
sanayiinde artış sadece %0,2 olmuştur (Tablo 2). Bununla birlikte,
Nisan 2011?de %18,6 olan imalat sanayii istihdamının toplam
istihdamdaki payı 0,5 puan azalarak Nisan 2012 itibariyle %18,1?e
gerilemiştir.
Tarımda da istihdam 19 bin kişi daralmıştır.
Yıllık bazda değerlendirildiğinde, hizmetler sektörünün alt
sektörlerinden yalnızca "diğer hizmet faaliyetleri" alt sektöründe
istihdam azalışı görülürken, diğer alt sektörlerinde istihdam
artışları ortaya çıkmıştır. Hizmetler sektöründe 713 bin kişilik
istihdam artışının yarıdan fazlası kamu sektöründe gerçekleşmiştir.
Bununla birlikte, 2012 yılının ilk 4 ayı itibariyle, bir önceki
yılın aynı dönemine göre toplam istihdam 689 bin kişi, hizmetler
sektörü istihdamı 765 bin kişi, inşaat sektörü istihdamı ise 18 bin
kişi artmıştır. Aynı dönemde tarım istihdamında 81 bin kişilik, sanayi
sektörü istihdamında ise 11 bin kişilik daralma ortaya çıkmıştır
Yaratılan istihdama işteki durum itibariyle bakıldığında, ücretli
veya yevmiyeli olarak çalışanların sayısının bir önceki yılın aynı
dönemine göre %4,6 oranında ve 671 bin kişi arttığı, toplam istihdama
oranının 1 puan yükseldiği görülmektedir. Bu, çok olumlu bir
gelişmedir. Nisan 2012 döneminde yıllık bazda ücretsiz aile
işçilerinin sayısı 13 bin kişi artarken toplam istihdamdaki payı 0,3
puan gerilemiştir.
Ocak-Nisan 2012 itibariyle bir önceki yılın aynı dönemine göre
ücretsiz aile işçilerinin sayısı %2,7 oranında gerilemiş ücretli veya
yevmiyeli çalışanların sayısı %5,3 oranında artmıştır .
Hatırı sayılır bir oransal azalışın yanı sıra, kayıtdışı
istihdamın mutlak düzeyinin son bir yılda 534 bin kişi azalmış olması
önemlidir. Kayıtdışı istihdam tarımda 12 bin kişi, tarım dışı
sektörlerde 522 bin kişi gerilemiştir. Nisan 2011 döneminde %42,1 olan
kayıtdışı istihdam oranı Nisan 2012?de %38,8?e inmiştir.
Ücretli ve yevmiyeliler açısından kayıtdışı istihdam oranı 3,2
puanlık azalışla Nisan 2012 döneminde %21 seviyesine gerilemiştir. Bu
kapsamdaki kayıtdışı istihdamda bir yılda 288 bin kişilik azalma
ortaya çıkmıştır.
İstihdam edilenlere eğitim durumuna göre bakıldığında, yüksek
öğrenim mezunlarının en yüksek istihdam oranına sahip olduğu, onları
meslek lisesi mezunlarının izlediği görülmektedir (Grafik 7). Öte
yandan, istihdamdaki yıllık değişimin eğitim durumuna göre dağılımı
incelendiğinde, istihdam artışının %74,2?sini yükseköğretim
mezunlarının oluşturduğu, lise altı eğitimlilerin istihdama katkısının
negatif olduğu görülmektedir. Eğer veriler doğru ise, bu büyük bir
değişimi yansıtmaktadır. Bir yıl önce söz konusu oranlar sırasıyla
%20,5 ve %64,6 düzeylerindeydi. İşgücü piyasası talebinin bir yıl
içinde üniversite mezunlarına yönelmesi ve lise altı eğitimlilerden
uzaklaşması izaha muhtaçtır.
d. İŞSİZLİK:
"Nisan 2012?de işsizlik oranı %9?a geriledi. Yaklaşık 2 milyon
kişinin iş bulma ümidi yok veya çalışmaya hazır durumda olduğu halde
iş aramıyor. İşsizlikteki azalmanın %85,8?i düşük niteliklilerden
kaynaklandı.
Yapısal işsizlik geriledi. Klasik işsizlik oranı Euro Bölgesi?nde
Türkiye?den yüksek seyrediyor. En geniş işsizlik tanımına göre
işsizlik oranı %17 ve 4 milyon 956 bin işsiz var."
Nisan 2012?de işsizlik oranı bir yıl önceye göre 0,9 puan inerek,
%9?a gerilemiş, işsiz sayısı 212 bin kişi azalmıştır.
İşsizlik oranının Kriz öncesini ifade eden Nisan 2007 seviyesinin
1,1 puan altına inmesi olumlu bir gelişmedir. Bununla birlikte işsiz
sayısı aynı döneme göre 93 bin kişilik artış göstermiştir.
İşsizlik oranının kadınlarda %9,8 ile erkeklere (%8,6) göre daha
yüksek olduğu görülmektedir. İşsizlik oranı erkeklerde 0,9 puan,
kadınlarda 1,1 puan azalmış erkek işsizlerin sayısındaki düşüş 152
bin kişi olurken, kadın işsizlerin sayısı 60 bin kişi azalmıştır.
Genel işsizlik oranlarına bakıldığında, genç nüfusun daha kırılgan
olduğu görülmektedir. İşsizlik oranı genç nüfusta %16,7?ye
yükselmektedir. Kentlerde genç işsizlik oranı %18,9?dur. Öte yandan,
Nisan 2012 döneminde genç işsizlik oranında 1,2 puanlık azalış olduğu
görülmektedir. Söz konusu azalış kentlerde de aynı seviyede olmuştur.
Tarım-dışı sektörlerde gençlerin ve kadınların söz konusu
kırılganlığı çok daha fazladır. Nitekim tarım sektörü dışarıda
bırakıldığında işsizlik oranı, gençlerde %19,5?e, kadınlarda ise
%14,8?e yükselmektedir. Erkeklerde ise bu oran %9,8?dir. Tarım dışı
sektörlerde işsizlik oranı Nisan 2012?de bir önceki yıla göre 1,4 puan
azalışla %11,1 olmuştur.
İşsizlikteki azalışın sektörel kaynakları incelendiğinde en fazla
inşaat sektörünün katkıda bulunduğu, işsizlik riskinin yüksek olduğu
sektörün ise hizmetler olduğu anlaşılmaktadır.
İş bulma ümidi olmayanlar ve iş bulduğu takdirde çalışmaya hazır
olan diğer kişilerin sayısı, bir yıl önceye göre toplamda 75 bin kişi
azalmıştır. Söz konusu azalışın 61 bini iş bulma ümidi olmayan, 14
bini ise çalışmaya hazır olan diğer kişilerin sayısındaki azalmadan
kaynaklanmıştır (
İşsizlere eğitim durumuna göre bakıldığında, genel lise
mezunlarının en yüksek işsizlik oranlarına sahip olduğu
anlaşılmaktadır (Grafik 11). Bültenimizin "istihdam" bölümündeki
tespitlere zıt biçimde, işsiz sayısında kaydedilen 212 bin kişilik
azalmanın %85,8?i genel lise ve altında eğitim düzeyine sahip, düşük
nitelikli işgücünün iş bulmasından kaynaklanmaktadır. Mesleki ve
teknik lise mezunlarının toplam işsizlik azalışına katkısı %17,9
olurken, yükseköğretim mezunu işsiz sayısı artmıştır.
İşsizlik süreleri itibariyle ise, 5 ay ve daha kısa süreden beri
iş arayan işsizlerin çoğunlukta olduğu görülmektedir (Grafik 13). 5 ay
ve daha kısa süreden beri iş arayanların toplam işsizler içindeki
payı, Nisan 2012 döneminde %55,7?dir. Bu grubun işsizler içindeki payı
4,8 puan artarken 1 yıl ve daha uzun süredir iş arayanların işsizler
içindeki payı 2,2 puan azalmıştır. Bu durum, söz konusu dönemde
yapısal işsizliğin gerilediğine işaret etmektedir.
2012 Nisan ayında Türkiye?nin klasik işsizlik oranı açısından
durumu diğer ülkelerle kıyaslandığında, işsizlik oranındaki düzelmeye
rağmen, dünyadaki belli başlı 44 ülke içinde halen işsizliğin en
yüksek olduğu 15?inci ülkedir (Grafik 14). Türkiye, işsizlik oranının
yüksekliği açısından Nisan 2011?de, Venezüella, Belçika, Çin ve
Tayland?ın dahil edilmediği 40 ülke arasında 12. sıradaydı. Bir yıllık
dönemde Türkiye Fransa ve İtalya?nın önüne geçerek, sıralamadaki
durumunu 2 puan iyileştirmiştir.
Öte yandan, Euro Bölgesi?nde işsizlik oranı Türkiye?den yüksek
seyretmektedir.
Alternatif İşsizlik Oranları
İşgücü piyasasındaki gelişmeleri daha sağlıklı takip ve analiz
edebilmek açısından, klasik işsizlik tanımı yanında alternatif
işsizlik tanımları da kullanılabilmektedir . Alternatif tanımlarla
klasik tanım birlikte değerlendirildiğinde aşağıdaki tespitler ön
plana çıkmaktadır.
U-1 tanımlı yeni işsizlerin payında değişim olmadığı
görülmektedir.
U-3 tanımında yer alan iş bulma ümidi olmayanların sayısındaki
azalış nedeniyle bu tanımın kapsadığı işsiz sayısı klasik tanıma göre
daha yüksek miktarda azalmıştır.
İşgücü piyasasının dışında kalan önemli miktarda bir potansiyel
nüfus bulunmaktadır. Potansiyel nüfusun işsizlik tanımına dahil edilme
derecesine bağlı olarak en geniş tanımlı işsizlik oranı (U-6) %17
olarak gerçekleşmiştir.
U-6 işsizlik tanımına göre işsiz sayısı 4 milyon 956 bin kişidir
II. İŞGÜCÜ PİYASASI İLE İLGİLİ KISA VADELİ BEKLENTİLER
a. İŞSİZLİK ÖDENEĞİ İÇİN BAŞVURANLAR:
"İşsizlik ödeneğine başvuru sayısı aylık 50 binin altında
seyrediyor."
İşsizlik sigortası kapsamında işsizlik ödeneği talep edenlerin
sayısı ile ilgili olarak İŞKUR tarafından derlenen bilgiler, işgücü
piyasası hakkında TÜİK?in Hanehalkı İşgücü Araştırmasına göre daha
güncel eğilimler sunmaktadır.
İşsizlik ödeneğine başvuranların sayısı 2007 yılında 246 bin iken,
Krizin etkisiyle 2009 yılında 598 bine yaklaşmış, 2010?da 427 bine
gerilemiştir. 2011 yılı genelinde ise yeniden yükselmiş ve 441 bin
olmuştur.
Başvuru sayısı aylık olarak incelendiğinde ise, Mayıs 2011?de 31
bine gerileyen rakamın, Ocak 2012?de 62 bine yaklaştığı, Nisan 2012?de
35 bine gerileyip Haziran 2012?de ise yeniden 43 bin seviyesine
çıktığı görülmektedir.
b. REEL KESİM VE TÜKETİCİLERİN İSTİHDAM BEKLENTİLERİ:
"Reel kesimin istihdam beklentisinde iyimserlik azaldı.
Tüketicinin beklentisi arttı ama hala iyimser alana geçemedi."
Merkez Bankası tarafından gerçekleştirilen İktisadi Yönelim
Anketi?nde imalat sanayinde faaliyet gösteren 2.170 civarında reel
kesim katılımcısından gelecek üç aydaki istihdam beklentileri de
sorulmaktadır. Söz konusu istihdam beklentilerinde 2011?in başından
itibaren iyimserlik yükselişe geçmiş, ancak Nisan ayından itibaren
"artacak" diyenlerin oranı genel eğilim olarak küçülürken, "azalacak"
diyenlerin oranı ise genel eğilim olarak büyümüştür.
Nisan 2012 itibariyle ağırlıklı görüş, gelecek üç ayda istihdam
düzeyinin değişmeyeceği yönündedir. Bununla birlikte iyimser
beklentilerde nispi bir kötüleşme ortaya çıkmıştır.
İmalat sanayii istihdamı ile paralel bir seyir izleyen reel kesim
istihdam beklentilerinde iyimserliğin azalması, önümüzdeki aylarda
istihdamın sabit kalacağını ya da azalacağını düşündürmektedir.
Diğer taraftan, TÜİK ve Merkez Bankası tarafından ortaklaşa
yapılan Tüketici Güven Endeksi kapsamında, tüketicilere geleceğe
yönelik olarak iş bulma olanakları da sorulmaktadır. Endeksin 100?den
küçük olması tüketici güveninde kötümser durumu ifade etmektedir.
Tüketicinin iş bulma ile ilgili güveni, Eylül 2007-Aralık 2008
döneminde görülen keskin düşüş eğiliminin ardından iyimserliğe doğru
yönelmiş ve bir hayli mesafe aldığı gözlenmiştir. Haziran 2011?de 98?i
geçen ve iyimser alana yaklaşan beklenti, Haziran 2012?de 93,02
seviyesinde kalmış, iyimser alana geçememiştir."
Foreks Haber Merkezi (
[email protected] )
http://www.foreks.com
http://twitter.com/#!/ForeksTurkey