BORSANINGUNDEMI.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ
ABD’de enflasyon bir kez daha güçlü olduğunu gösterdi. Çarşamba günü açıklanan tüketici fiyat endeksi verilerine göre ABD ekonomisinde fiyatlar geçen ay yıllık bazda %6’nın üzerinde yükseldi.
Söz konusu rakamlar tüketiciler için de ABD Merkez Bankası (FED), tahvilller ve hisse senetleri için de kötü bir haber. Emeklilik tarihlerine yakın olanlar veya yeni emekli olanlar içinse tablo çok daha berbat. Yükselen enflasyon ABD Başkanı Donald Trump için de kötü bir haber olabilir. Ancak Marketwatch’un haberinde Brett Arends fiyat artışlarının ekonomiye etkisine ve stagflasyon endişelerinin geri gelmesine odaklanıyor.
ABD Merkez Bankası Başkanı Jerome Powell ve ekibi enflasyonla gerçekten mücadele etmek istiyorsa mevcut ortamda politika faizlerini daha uzun bir süre yüksek tutmak zorunda kalacak. Arends’e göre bu süre çok daha uzun sürebilir.
Borsa yazarı FED yönetiminin eylül ayında faizleri yarım puan düşürerek yanlış bir hamle yaptığının ortaya çıktığını belirtiyor. Zira Arends’e göre, o dönemde de bugünün enflasyonunun yüksek kalacağı açık bir şekilde görünebiliyordu:
“Tanrıya şükür ki FED, daha da büyük bir faiz indirimi çağrısında bulunan Kongre'deki liberal seslere kulak vermedi.”
Amerikan ekonomisi hâlâ sağlıklı bir biçimde büyüyor gibi gözüküyor. Ancak bu durumun ne kadar devam edebileceği açık bir soru. Enflasyonun üstesinden gelmek ne kadar uzun sürerse Powell o kadar uzun süre ekonomiyi politika faizleriyle boğmak zorunda kalacak. Bu da konuyu birçok yatırımcının uzun zamandır aklında olan bir endişeye getiriyor: stagflasyon tehdidi.
Borsa yazarına göre bugünlerde çok az sayıda yatırımcı bu tüyler ürpertici fenomenin en son görüldüğü 1970’leri hatırlıyor. Stagflasyon, ekonominin durgunlaştığı, yavaş büyüdüğü veya hiç büyümediği bir ortamda fiyat hareketlerinde hâlâ enflasyonun etkili olması gibi bir kâbus senaryosunu ifade eder. ‘Dur-kalk ekonomisi’ olarak da anlatılabilecek bu ekonomik ortamda enflasyon sonucu oluşan büyüme patlaması FED’in enflasyonu bitirmeye çalışmasıyla durgun bir ekonomiye dönüşür. Ardından başka bir büyüme patlaması ile bu döngü tekrar eder.
Peki böyle bir ortamda yatırımcılar ne yapabilir? Arends 1972’nin sonundan 1982’nin sonuna kadar olan stagflasyon döneminde ABD piyasalarının nasıl performans gösterdiğine dikkat çekiyor. New York Üniversitesi Stern İşletme Okulu verilerine göre, bu dönemde 10 yıllık ABD Hazinesi tahvilleri, S&P 500, şirket tahvilleri, ABD Hazinesi bonoları sırasıyla %22, %17, %13 ve %3’lük düşüşlerle yatırımcısında kaybettirmiş. Emlak fiyatlarının bu on yıllık dönemde değişmediği görülüyor. Düşük sermayeli ABD hisse sentlerinin %95 getiri sağladığı stagflasyon döneminde en çok yükseliş gösteren varlıksa %210’luk artışlar altın olmuş.
Arends yine de bu oranların gerçekte yaşanandan çok daha tozpembe bir tablo sunduğunu belirtiyor: “1980’lerin başında bazı şeyler halihazırda toparlanıyordu. 1972’nin sonundan 1978’in sonuna kadar S&P 500 Endeksi reel satın alma gücü açısından paranızın üçte birini kaybettirdi. Ve tüm bunlara ücretler ve vergiler dahil edilmiyor.”
Stern İşletme Okulu’nun verilerinde belirtilen düşük sermayeli şirketler piyasa değeri açısından en düşük %10’luk dilimde yer alan hisse senetlerini belirtiyor. Bu hisse senetlerine bugünse daha çok mikro sermayeli hisseler deniliyor.
Bu hisselerin 1972'den 1982'ye kadar olan güçlü performansları düşük bir tabandan başladı. Önceki birkaç yıl boyunca, satın alma gücü açısından reel değerlerinin yaklaşık yarısını kaybetmişlerdi. Ayrıca, 1972'den 1974'e kadar değerlerinin yaklaşık üçte ikisini kaybederek şok edici derecede değişken olduklarını da kanıtlamışlardı.
Bugünün küçük ve mikro sermayeli hisse senetleri büyük sermayeli hisselerden çok daha ucuz görünebilir. Ancak söz konusu hisseler 1970’lerdekine benzer bir ayı piyasası geçirmediler. MSCI Microcap Endeksi ve düşük sermayeli şirketler endeksleri olan S&P 600 ve Russell 2000 beş yıl öncesine göre yüksek, 10 yıl öncesine göreyse çok daha yüksek konumdalar.
Bugünün küçük sermayeli şirketleriyle 1970’lerin küçük sermayeli şirketlerinin birbirinden tamamen farklı olduğu anlaşılabiliyor. Benzeri bir durum altın için de geçerli. 1970’lerde uluslararası altın standardı nedeniyle altının fiyatı ABD ve diğer ülkeler tarafından dışarıdan belirleniyordu. 1974 yılına kadar ABD’de altın sahibi olmak yasal bile değildi. Stern hesaplamalarına göre külçe altın 1972’de 40 yıl öncesine göre neredeyse aynı değere sahipti.
Altın bugünse ons başına yaklaşık 3.000 dolarla rekor seviyelerde işlem görüyor. Son 10 yılda dolar bazında %140 değer kazanan altın, son 20 yılda ise %500’den fazla arttı. Enflasyona göre ayarlandığında bile altının onsunun en azından 1920’lerden bu yana herhangi bir döneme göre en pahalı konumunda olduğu görülüyor. 1971’de dönemin ABD başkanı olan Richard Nixon tarafından altın standardının sona erdirilmesinden bu yana altının enflasyona göre düzeltilmiş değeri iki katından fazla arttı.
Arends yine de yatırımcılar için iyi haberler olduğunu da belirtiyor. Bugünün yatırımcıları 1970’lerde mevcut olmayan yatırım varlıklarına ulaşabiliyor. Bu varlıklar arasında yatırımcıları enflasyondan koruyan ABD Hazinesi tahvilleri de bulunuyor. ABD Hazinesi’nin enflasyon korumalı varlıkları (TIPS) yılda iki kez faiz ödüyor ancak aynı zamanda tüketici fiyat endeksine ayak uydurmak için anaparanın miktarını da ayarlıyor. Yatırımcılar bu tür varlıklara Vanguard veya Charles Schwab gibi firmaların benzer konulu enflasyon koruması ETF’leri üzerinden yatırım yapabiliyor veya direkt olarak tahvilleri satın alabiliyor.
Önümüzdeki 10 yıl içinde hisse senetlerinin veya diğer varlıkların iyi sonuç verip vermeyeceğini sadece zaman gösterebilir. Arends 1970’lerdeki yatırımcıların stagflasyon ortamında enflasyondan koruyan bir yatırım seçeneğine sahip olmaktan fazlasıyla memnun olacağını belirtiyor.
Enflasyon verileri piyasalara iyi gelmedi
Hisse senedi piyasalarında istikrarsızlık dönemi
Wall Street Trump’a karşı pozisyon alıyor
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.
iki manüpilatör trapla elon önce dünyada sonra amerikada kaos yaratacak.karanlık kasvet tüm dünya ile beraber ameirkayıda saracak . amerika halkı nasıl bir adama oy verdiniz .bu iki manüpilatör hergün garip demeçler vererek piyasa yapıp anrmal para vuruyo.birleşmiş mileletler acil el atmalı buna rusya hindistan ve çin ele almalı ortak para çıkartıp tüm dünyaya yaymalı .yoksa elon daa beter olcak mavedcek dünyayı
borsaningundemi.net’de yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.borsaningundemi.net ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.borsaningundemi.net ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur.
BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.
borsaningundemi.net verilerin sekansı, doğruluğu ve tamliği konusunda herhangi bir garanti vermez. Veri yayınında oluşabilecek aksaklıkar, verinin ulaşmaması, gecikmesi, eksik ulaşması, yanlış olması veri yayın sistemindeki performansın düşmesi veya kesintili olması gibi hallerden oluşan herhangi bir zarardan borsaningundemi.net sorumlu degildir. BİST, verinin sekansı, doğruluğu ve tamlığı konusunda herhangi bir garanti vermez. Veri yayınında oluşabilecek aksaklıklar, verinin ulaşmaması, gecikmesi, eksik ulaşması, yanlış olması, veri yayın sistemindeki performansın düşmesi veya kesintili olması gibi hallerde Alıcı, Alt Alıcı ve/veya kullanıcılarda oluşabilecek herhangi bir zarardan BİST sorumlu değildir.
Finansal veriler aracılığıyla sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir. Son güncelleme saati (21:16)